11 Ağustos 2009 Salı

Tasarım bir zevk işi değildir, bir matematik işidir

"Arkadaşlar çok zevkli olduğumu söyler, takı tasarımı yapacağım. Yok olmadı web tasarımı yapacağım". Ne yazık ki tasarımdan anlamayanların genel yanılgısı tasarımın zevk işi olduğudur.

Dostlarım bilir, otomobiller benim en önemli hobilerimdendir. Yıllardır ne zaman yeni bir otomobil lansmanı yapılsa çevremden şuna benzer cümleler duyarım "Yeni Focus hiç güzel değil, önceki kasa çok güzeldi oysa." Ben de hep şöyle cevap veririm. "6 ay sonra bu cümleyi hatırla lütfen." Ve o insanların çoğu 6-10 ay içerisinde önceden beğenmedikleri otomobilleri ya da benzerlerini satın alırlar. Çünkü ilk tepkileri aslında sadece alışık olmadıkları bir tasarımı yadırgamadır. O otomobili tasarlayanlar sizin neyi beğeneceğinizi sizden daha iyi bilirler.

Burada tam olarak bahsettiğim şey trend araştırmaları değil aslında. Ve gerçekte o tasarımcılar sizin beğeneceğiniz şeyi bilmekten ziyade trendi belirliyorlar.

Peki ama nasıl? Henüz İTÜ Mimarlık Fakültesi'ndeki ilk zamanlarımdı. Otomobil yayınlarını Almanya üzerinden takip ederdim. Bilenler bilir Almanya'nın ebedi en çok satanı VW Golf ve ebedi takipçisi de Opel Astra idi. Her ikisinde de yeni kasalar tasarlanmıştı. İsmini hatırlamadığım bir tasarım kurdu (yaşlıca bir amca) her iki aracı da incelemiş ve Auto Motor und Sport'ta Opel'i yerden yere vuruyordu. "Şurası yanlış burası yanlış" diye. Ben de Opel'ciyim. "Allah'ım dedim, sen ne biçim bir adamsın. Araba mı bu, sınav kağıdı mı? Kıskanç herif. Kesin VW yedirmiştir buna" Eğitimimin devamında o amcanın ne dediğini anladım. Tasarım sanılanın aksine, ya da bilinmediği üzere, farklı elemanların birbirleri ile oranları, ilişkileri ve dengesi demek. Gerçekten bir matematik işi.

"Tipimden memnun değilim bir estetik ameliyat ile halledeyim" deseniz, doktor yüzünüzü ölçüp, dikeyde alın 1/3, burun 1/3, ağız ve çene 1/3 oranından, yatayda da simetriden sapmaları bulmakla başlar işe. Benzer şekilde ideal vücut ölçüleri de oransal bir ilişkiyi tarifler.
Bir fotoğraf çekeyim deseniz, kompozisyonunuz tamamen denge ve oranlar üzerine kurulu olmalıdır.
Bir bina tasarlasanız yine öyle. Hıncal Uluç "Gökkafes niye çirkin?" diye bir yazısında çok doğru bir şekilde konuyu şöyle açıklamıştı:
Gök Kafes çirkin bir yapı.. Böyle diyenler haklı.. Peki ama niye çirkin?.. Çünkü mimar Doruk Pamir, bu binayı 135 metre olarak çizdi.. Mimarlık, orantılar sanatıdır. Bir yapıyı, bir cismi, bir heykeli, bir insanı güzel gösteren şey, orantılardır. Ertekin niye şapka giyer?.. Omuzları çok geniştir. Boyu bu genişliği taşımaz, kısa kalır. Şapka ile boyunu uzatır ki, eski Yunan'dan beri geçerli mimari kuralı, Altın Oran'ı tutsun.."

Çok fazla detaya girmek istemem, ama görsel bir kompozisyonda gerçekten şunun şuna oranı bu, şuninki şu o halde bunu şu kadar büyütmek lazım gibi hesaplar yapılır. Pardon, yanlışlıkla "yapılır" dedim, "yapılmalıdır ve nadiren yapılır" diye düzeltmeliyim.

Daldan dala olacak, ama tanıdığım pek çok web tasarımcının kılavuz çizgiler ve ızgara kullanmadan tasarım yaptığını görmüşümdür. Bu beni çileden çıkartmıştır. İyi olan ise ilerleyen dönemde artık oranların ve tasarımın matematiğinin ne olduğunu biliyor olmalarıdır.
Benim şirketimde bir prensip vardır. Bir müşteriye 3 defa tasarım yapılır. 3. tasarımın da beğenilmemesi işin iptali anlamındadır. Çünkü bu, açık bir şekilde bu müşterinin beklentilerini karşılayamadığımız anlamına gelir. Çok şükür ki bu şekilde gelişen sadece 2-3 işimiz oldu bugüne kadar. Onlarda da 3.tasarımın da beğenilmemesini engellemek için tasarımı yapan çalışanlarıma verdiğim talimat şuydu: "Garanti tasarım yap, logomuzu altına koyma". Böyle kurtulduk o işlerden. "Garanti tasarım" ifadesini yarttığım için çok memnunum ve bunu çok kullanmışımdır. Çünkü tam olarak ne demek istediğinizi anlatır. Onay alacağınız garantidir. Örneğin şablon siteler böyledir. Özgün değildir, ahım şahım yaratıcı bir çalışma da değildir. Ama doğru bir tasarımdır. Yani iç matematiği doğru kurulmuştur. Muhteşem bulmayabilirsiniz, ama kötü diyemezsiniz. Gerçekten de değiller. Çünkü onlar doğru tasarım.

Aklınıza takılması muhtemel soru şudur: "İyi de böyle matematik falan olmadan yapılmış/yaptığım çok güzel işler var. Bu ne demek oluyor öyleyse?"
Sabit Kalfagil okuldaş bir büyüğümüz. İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu bir üstad. "Fotoğraf'ta Kompozisyon" kitabının yazarı. Benim okuduğum en iyi kitaplardan biri bu. Bilimsel yaklaşımı, açıklayıcılığı müthiş. Altyapısı zayıf olanlar için biraz ağır kaçabilir. Ama biraz altyapısı olanlar için tadına doyulmaz bir eser. Amiyane tabir ile okuyunca kafanızda jeton düşüyor. Tesadüfen yaptıklarınızın bilimsel arka planını öğreniyorsunuz. Kalfagil hocanın bu kitabında yukarıdaki sorunun cevabı fotoğraf üzerinden verilmiş. Aynı kelimelerle değil, ama aynı anlamda şöyle özetleyebilirim. Herkes zaman zaman iyi fotoğraf çekebilir. Ama gerçek fotoğrafçılık, bunu planlayarak ve bilinçli olarak yapabilmektir. Diğeri tesadüftür.
Buna göre sonuç cümlem şudur: tesadüf için zevk, tasarım için matematik gerekir.


2 yorum:

  1. Merhaba Senih bey,
    Yazınızı zevkle okudum sizinle aynı fikirde olduğumu ifade etmek istedim .
    Size Bir sorum var sizce en iyi kusursuz tasarım diye bir şey varmıdır? Varsa size göre örnek bir tasarım site gösterebilirmisiniZ?

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,

    yorumunuz için teşekkürler. Evet, kusursuz tasarım vardır. Ancak kusursuz olması herkes tarafından beğenileceği anlamına gelmez. Çünkü kusursuz olan aynı zamanda yalındır. Bu da bir anlamda sıradanlıktır. Bazıları bundan hoşlanmaz, ya da yeterli bulmaz. Ancak minimalizm denen bu tarz günümüzde yükselen değerdir.

    YanıtlaSil