11 Ağustos 2009 Salı

Ya 100 iş yapacaksın, yada 5bin

Bizim işe ilgi duyan çoktur. Her kriz döneminde işten ayrılanlar ya da ayrılmak zorunda kalanlar da bu işe girer. Çünkü kaliteden bağımsız düşündüğünüzde bir web sayfası oluşturmak gerçekten herkesin yapabileceği bir iştir. Temel olarak bir word belgesini dahi "save as HTML" diye kaydedip bir web sitesi yapabilirsiniz.
Bunun dışında sermaye gerektirmez !! Aslında gerektirir, ama bu işin sermayesi; bilgi, birikim vb. şeyler olduğu için bunlar sayılmaz. Velhasıl evdeki bilgisayardan yapılabilecek bir iştir bu iş. Sonra hesap yapılır. Hesabı yapan bir çalışan ise, "adamlar benim yaptığım bir işten 2bin, 3bin Lira alıyor, ben sadece 1000 Lira alıyorum. Tamam burası bir şirket, ama demek ki buranın 3'te 1'i kadar iş bile yapsam aynı parayı kazanırım" diye düşünür. Bu hızlı değerlendirme adeta "bu işe girmelisin" diye bağırmaktadır. Ve karar verilir.
Sonuç olarak işten çıkılmış ve webci olunmuştur. Başlangıç daima muhteşem olur. Çünkü herkesin etrafında sırf ismine iş verecek bir kaç kişi vardır. Ama sonra acı gerçekle yüzleşilir. Yoksa bu işte rekabet mi vardır? Hemen yurdum insanının ilk yapacağı hamle yapılır. Fiyatlar yarıya yakın indirilir. Böylece bir kaç iş daha alınır. Ama bir türlü o beklenen kazanç yoktur. Fiyatlar düşük tutulursa iş alınmakta, fakat yetişilememektedir. Fiyatlar yükseltilirse de sinek avlanmaktadır. Yapılacak bir şey yoktur. Demek ki, bu işin doğası böyledir. Ucuz çalışan bir sektördür bu. Ama asla düşünülmez neden diye? Entellektüel bir iş olduğu için mi ucuzdur, yoksa modern dünyanın en katma değerli alanlarından biri olduğu için mi?
Asla şu soru sorulmaz. Acaba bu iş modeli doğru olmayabilir mi? Yılda 200 web sitesi yapma hedefinin özünde çarpık olduğu görülemez mi acaba?
Kolay anlaşılacak değerlerle anlatayım. Yaklaşık 10 kişilik bir dijital ajansın yıllık kapasitesi 90-100 iştir. Tabii demirciye de kömürcüye de aynı şablon, şeklinde yapılan işlerden bahsetmiyorum. Kurumu anlayarak, ona değer katarak, yaratıcı ve özgün bir web sitesinden bahsediyorum. Bu rakamı unutmayın; 90-100 parça iş.
Para kazanan bir bilişim şirketi hizmet sunarak (al-sat değil) 500bin Lira ciro yapmalıdır. Alt sınır 200-250bin Liradır. Yasalara uygun çalışan 2 ortaklı yaklaşık 10 kişilik bir dijital ajans 200-250bin Lira hizmet geliri elde ettiğinde ortakların aylığı 2bin Lira civarında olur. Hem de tüm kazancı alarak. Yani şirketin büyümesi için içeride fon bırakmamak sureti ile. Yılda 90-100 parça işi bulup kotarabilecek nitelikteki bu ortaklar, aslında zaten bu parayı personel olarak çalışsalar da rahatlıkla alabilirler. Demek ki, bu tabloda boşa kürek çekmiş durumdadırlar.
Basit bir bölme işlemi ile bu tablonun oluşması için iş başına 2000-2500 Lira bedelden bahsettiğimizi bulabiliriz. Çalış, çabala, stres altında yaşa, ve sıradan bir maaş kadar kazan.
Gördüğünüz gibi matematik bize bir şey diyor: Bir web sitesi için 3000-5000 aralığında fiyatlarla çalışıldığında para kazanırsınız, yoksa spor olsun diye çalışırsınız.
Alternatif olarak görülen, "fiyatı kır çok iş al" modeli ne yazık ki işlemez. 200-300 müşteri ile çalışmak için ciddi bir organizasyon gereklidir, ki bunun maliyeti de ciro hedefini yukarı çekecektir. Kaldı ki, gerekten tasarım yapan bir tasarımcı kadrosu bu sayıda yaratıcı iş çıkaramaz. Bu insanların eğitime, tazelenmeye ve motivasyona ihtiyacı vardır.
Eğer ben bu ajansta 100'den fazla iş yapacağım diyorsanız, "yol yakınken dönün" derim. Burada kazançlı olabilecek gerçek alternatif 200-300 site yerine 5bin-10bin site yapmak olabilir. Tahmin edebileceğiniz gibi bunun anlamı, 60-100 Lira bedelli şablonlar satmaktır.
Sonuç olarak, dijital ajans kurma işini hafife alan herkes duvarlara çarpmıştır. Ve bu sektörün saygınlığını yitirmesinde pay sahibi olmuştur.
Bence bir kere daha düşünmekte fayda var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder